Featured Video Play Icon

Bizi Seven Var 118. “Allah’ı Anlatan Sûre: İhlas” 7.Sınıf 23.Ders

ALLAH’I ANLATAN SÛRE: İHLAS

Allah’ın Kendisini bize kısaca tanıttığı İhlas Sûresi ve tefsiri:

İhlas Sûresi Allah’ın varlığı, birliği ve benzersizliğini anlatan son derece veciz ve harika bir ifadeye sahiptir. Ayetler birbirini netice verecek, birbirlerine delil olacak özelliktedir.

Sûrenin kısa bir meali şöyledir:

“De ki: O Allah birdir. O Allah’tır, Sameddir; herşey Ona muhtaçtır, O ise hiçbir şeye muhtaç değildir. Doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey de Onun dengi değildir.”

Şimdi de sûrenin tefsirine bakalım:

“De ki: O Allah birdir.”

Âyette geçen Allah, Cenab-ı Hakkın zâtını, “ehad” de zâtının birliğini ifade etmektedir. Ondan başka ilâh yoktur ve ibadete lâyık olan Odur. Birliği bulunan birçok varlık, sayı olarak birse de, hepsi de yaratıklardır. Allah ise yegâne birdir, tek olan birdir, eşsiz olan birdir. Yaratıklar hakkında düşünülebilen, hayalde canlandırılabilen, tasavvur ve tevehhüm edilebilen her türlü özellikten uzak olan birdir. Bütün mükemmel sıfatlara sahip olan birdir.

“Sameddir; herşey Ona muhtaçtır, O ise hiçbir şeye muhtaç değildir.”

Kâinatta hârika bir düzen vardır. Bu düzen kendiliğinden oluvermiş değildir. Yaratıklar bu mükemmel hali alabilmek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Allah’a muhtaçtırlar. Varlıkları, varlıklarının devamı için de Ona ihtiyaç duyarlar. Kâinatı muhtaç olduğu için değil, Kendini bildirmek, büyüklüğünü göstermek, ihsan ve lütufta bulunmak için yaratmıştır. Her şey Onun sayesinde ayakta kalır. Ama O hiçbir şeye muhtaç değildir, Sameddir, Kendi Kendine kâimdir.

“Doğurmamıştır.”

Burada Allah’ın birliğinin büyüklüğü dile getirilmiş ve şirkin, küfrün her çeşidi kökünden silinip süpürülmüştür. Doğuran, bölünen, parçalanan, değişikliğe uğrayan ilâh olamaz. Ne İsa ve Üzeyr (a.s.) Allah’ın oğullarıdır, ne de melekler kızlarıdır. Allah’ın oğlu, kızı yoktur. Oğlu kızı olanlar da ilâh olamazlar. Çünkü bu özellikler tamamen yaratıklara mahsustur.

“Doğurulmamıştır.”

Allah doğurmadığı gibi Onu doğuran birisi de yoktur. Çünkü O Vacibü’l-Vücuddur. Sonradan olma, yaratılmış ve doğurulmuş değildir. Varlığı ezelîdir. Her zaman vardır. Olmadığı bir an düşünülemez. Onun dışındaki her şey sonradan olmuştur. Sonradan olanlar da ilâh olamazlar.

“Hiçbir şey de Onun dengi değildir.”

Evet, Onun ne zâtında, ne fiillerinde, ne sıfatlarında bir benzeri yoktur. Ne arkadaşı vardır, ne yardımcısı, ne eşi, ne dengi, ne zıddı, ne benzeri. Önceden yoktu. Sonradan da olamaz. Sonradan olanların hepsi Onun eseridir. Ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar Onun gibi olamazlar.

O hiçbir şeye benzemez. Hayalde canlanan, tasavvur edilen, benzetilen her şeyden de uzaktır. Çünkü bunların hepsi yaratıktır. Sahip oldukları özellikler de yaratılmıştır. Allah ise zâtıyla, sıfatlarıyla ve fiilleriyle ezelî ve ebedîdir.

Eğer Allah, yarattıklarına benzese Allah olmaz. Yaratıklar ise tıpkı bir ayna gibi Allah’ın isim ve sıfatlarını gösterirler.

Nasıl hârika bir robot sanatkârının bilgisini, hünerini, kâbiliyetini, kudretini gösteriyorsa, tabiattaki her bir yaratık da üstün yaratılışları ve eşsiz sanatlarıyla Allah’ın sonsuz ilim, kudret, hikmet ve iradesini gösterirler. Fakat robotun sanatkârıyla karşılaştırılması düşünülemeyeceği gibi yaratıkların da Allah’la karşılaştırılması düşünülemez.

O Allah ki, kıyaslanamayacak derecede her şeyden üstündür. Kudreti sonsuzdur. Zerreyi yarattığı kolaylıkla küreyi de yaratır. Baharı çiçek kolaylığında var eder. En küçük bir şeyi olduğu gibi en büyük bir şeyi de emrine boyun büktürür. Bir işi diğer işine, bir fiili diğer fiiline engel olmaz. Aynı anda sayısız işi birden yapabilir. Hiçbir şey nazarından uzak kalmaz. Her şeyi her an görüp işitir, kalpten geçen en gizli sesleri dahi duyar. Sayısız yaratığın sayısız ihtiyaçlarına aynı anda cevap verir. Hiçbir şey Onun tasarruf ve düzenlemesi dışında kalamaz. İradesiyle her şeye hükmeder. Hiçbir Mekânda olmadığı halde, her yerde, her mekânda ilmiyle, kudretiyle hazırdır. Her şey Ondan sonsuz derece uzak olduğu halde O her şeye nihayet derecede yakındır. Böyle bir Allah’ın elbette eşi, benzeri ve dengi yoktur. Hiçbir yaratık da bu özelliklere sahip olamaz. Bu özelliklere sahip olamayanlar; eşi, benzeri ve dengi bulunanlar ise ilâh olamazlar.

İhlas Sûresinin bu dört âyeti Allah’ı anlatan âyetlerin özeti gibidir. Her türlü inkâr ve şirk putlarını devirmektedir. Sûre “Herşey kendi kendine olmuştur” diyenlere hiçbir şeyin Allah’sız olamayacağını bildirmekle en güzel cevabı vermiştir. Mü’minler dillerine pelesenk ettikleri fazileti çok büyük bu sûrenin herbir kelimesiyle bir şirk putunu yıkmaktadırlar. “Hû” kelimesiyle tesadüfü yerin dibine gömmekte, “Allah” derken, yaratıcıyı kabul ettikleri halde tesiri sebeplere veren bir kısım filozof ve Hindlileri susturmakta, sebeplerin hiçbir tesiri olmadığını, bütün tesirin, yaratıcılığın, kemâl sıfatlarının Allah’ta bulunduğunu ifade etmektedirler. “Ehad,” yani Allah’ın bir olduğunu söylerlerken, kâinatta hayrı ve şerri yaratan başka başka ilâhlar bulunduğunu söyleyen ve bunlara Hürmüz ve Ehriman adını veren mecûsîlere şiddetli bir şamar indirmektedirler. Yine mü’minler, putları Allah’ın yardımcıları olarak gören putperest müşriklere “Samed” kelimesiyle karşılık vermekte, Allah’ın yardıma muhtaç olmadığını, muhtaç olanların ise ilâh olamayacaklarını dile getirmektedirler. “Doğmamış ve doğurulmamıştır” ifadesiyle Hz. Üzeyr’i Allah’ın oğlu olarak gören Yahudilerle Hz. İsa’yı Allah’ın oğlu olarak gören Hıristiyanlara derslerini vermektedirler. “Hiçbir şey de Onun dengi değildir” âyetiyle de Allah’ın dengi olmadığını bildirerek “Daima hayır tanrısıyla, şer tanrısı arasında savaş vardır. Bazen biri, bazen diğeri galip gelir” diyen mecûsîlere cevap vermekte, dengi bulunan ve mağlup olanların ilâh olamayacaklarını ifade etmektedirler.

Kısaca îhlas Sûresi birçok inançsızlığa birden indirilmiş amansız bir darbedir. Küfür bu şiddetli darbe karşısında kendinde ayakta durabilecek bir güç bulamamaktadır. (İlimlerin Diliyle Allah-Şaban Döğen-Gençlik Yayınları)

ORTAK İSTEMEM

Hasan-ı Basri (ra), yan komşularının yüksek sesle yaptıkları konuşmaları dinlemektedir. Dertli bir kadın sesi acı acı yakınır, kocasına;

“Elli yıl var ki seninle evliyim. Olur olmaz her işe katlandım, azla yetindim, soğuk sıcak demeyip sabrettim. Ama bir şey hariç; üstüme bir kuma, bir ortak getirmene dayanamam. Katlandığım her şeye şunun için dayanmıştım; isterdim ki hep seni göreyim ve sen de benden başkasını görme.”

Elinde olmaksızın dinlediği bu konuşma, Hasan-ı Basri’ye bir Kur’an ayetini hatırlatır:

“ALLAH, ortak koşmak müstesna, dilediği kimselerin dilediği günahlarını affeder!” (4/Nisa:48) Yani, ALLAH Kur’an’ında adeta demektedir ki:

“Kulum! Senin bütün günahlarını bağışlarım ama hatırının bir köşesinden bile diğer birine meylederek bana ortak koşarsan seni asla affetmem.”

Videolar:

*(Bizi Seven Var 118. Video “İhlas Suresi Tefsiri-Şadi Eren 20 Dk” 7.Sınıf 23.Ders)

*(Bizi Seven Var 118. Video “Esmaül Hüsna-El Ehad 5 Dk” 7.Sınıf 23.Ders)

*(Bizi Seven Var 118. Video “La İlahe İllallah Zikri & Melamet Sohbeti-Yunus Emre 17 Dk” 7.Sınıf 23.Ders)

*(Bizi Seven Var 118. Video “Ya Samed-Engin Noyan-Kuran.gen.tr 1 Dk” 7.Sınıf 23.Ders)

*(Bizi Seven Var 118. Video “Hicabi Vaaz 57. Bölüm Hz Bilal İlk Ezan Ve Hz Muhammed Vefatı 10 Dk” 7.Sınıf 23.Ders)

*(Bizi Seven Var 118. Video “İhlas Suresi-Nouman Ali Khan [Türkçe Altyazılı] 7 Dk” 7.Sınıf 23.Ders)