HÜCRELERİMİZ TESADÜF ESERİ ORTAYA ÇIKMIŞ OLAMAZ
Geniş bir salonda elli tane sandalye belli bir hesap, plan ve ölçüye göre salonda dizilmiş ve sıralanmış olarak duruyorsa ortada bir güzellik, nizam, intizam görülür. O zaman, “Bu sandalyeler akıllı, irade sahibi, hesap kitap bilen, zevk sahibi biri tarafından belli bir şekle sokulmuş” diye düşünürüz. Hatta Bu düzenlemeyi kimin yaptığını görmemiş olsakta, “Bu sandalyeleri düzenleyen biri olmuş.” deriz.
Bir binanın yapısındaki taşların, tuğlaların tesadüfen bir araya gelerek kendi kendilerine o güzel nizam ve intizamı yani düzeni sağlayarak ve omuz omuza vererek düzgün bir duvar meydana getirmelerini kabul etmek mi, yoksa bir usta ve sanatkâr tarafından o taşların ve tuğlaların bir araya getirilip duvar örüldüğünü kabul etmek mi daha mantıklıdır? Bir usta tarafından duvarın örüldüğü kabul edilmediği takdirde her bir tuğlanın hem yöneten hem yönetilen hem de maharetli bir sanatkâr olduğunu kabul etmek gerekir.
Yetişkin bir insanın vücudunda yaklaşık 100 trilyon hücre vardır. Hücreler, insan vücudunu meydana getiren en küçük yapı taşlarıdır. Küçük bir kulübedeki 500 tuğla bile rastgele, kendi kendilerine o küçük yapıyı meydana getiremez. Öyleyse trilyonlarca akılsız, bilgisiz hücrenin tesadüfler sonucunda veya kafa kafaya vererek birlik ve beraberlik içinde hareket ederek insan vücudunu meydana getirmesi mümkün müdür?
Kuklaların gerisinde onları hareket ettiren, görünmeyen bir insan elinin olduğunu düşünürüz, biliriz ve aklımızla anlarız. İnsanın; aynen kuklaları hareket ettiren, oynatan bir elin varlığını kabul ettiği gibi kâinattaki canlı-cansız her varlığı da yaratan, yöneten, sonsuz ilim ve kudret sahibi bir yaratıcının var olduğunu akıl gözüyle görüp inanması gerekir. İşte aklın yaratılış sebebi budur. Aksi takdirde insan, aklı olduğu halde akılsız gibi davranırsa insanlığının bir anlamı kalmaz.
HİÇBİR ŞEY TESADÜF ESERİ OLAMAZ
Hepimiz biliyoruz ki bir ilaç, farklı farklı: kimyasal maddelerin çok hassas ölçüler içinde bir araya getirilmesiyle meydana gelir. “Bu kimyasal maddeler bir rastlantı sonucu, tesadüf eseri birleşerek bir kimyasal bileşik meydana getirdi ve bu faydalı ilaç ortaya çıktı.” diyebilir miyiz? Kesinlikle diyemeyiz. İlaçların her birini; yıllarca emek vererek aklını kullanarak çok ince ve hassas hesaplarla değişik kimyasal maddelerden bir araya getirip yapan bir kimyager vardır. Bu ilaçlar bir kimyageri gösterir. Bunun gibi insanların ve diğer canlıların bir ilaçtan çok daha karmaşık ve uyumlu olan vücutları, topraktaki elementlerin rastlantılar sonucu gelişigüzel bir araya gelerek meydana getirmesi mümkün değildir.
Bu misalleri akıl ve mantığımızla çoğaltarak, geliştirerek düşündüğümüzde şu sonuca varırız:
Kâinat içindeki varlıklar kendi kendilerine, rastgele, tesadüfen oluşup ortaya çıkmış olamaz. Ben görmesem bile mutlaka her şeyi gören, bilen, kudreti sonsuz ve hükmü her şeye yeten biri var.
ALLAH’IN VARLIĞININ İSPATI?
İmam-ı Azam Ebu Hanife daha küçük bir çocukken, yaşadığı Bağdat şehrine inançsız bir adam gelmişti. Adam kendine çok güveniyordu.
“Kim bana Allah’ın varlığını ispat edebilir?” diye sordu.
Oradakiler İmam-ı Azam’ı gösterdiler. İnançsız adam küçümseyen bakışlarıyla şöyle bir süzdü küçük bilgini ve dedi ki;
“Hadi bakalım ispatlasın da görelim.”
Büyük bir meraklı kitlesi toplanmıştı etrafında. Bu sırada İmam-ı Azam:
-Benim kitaplarım evde kaldı. Gidip onları getireyim önce, diyerek ayrıldı.
İmam-ı Azam uzun bir süre gelmedi. Ama herkes bu işin içinde bir gariplik olduğunu da seziyordu. Çünkü İmam-ı Azam dosdoğru bir insandır. Yalan söylemez ve sözünde durur. Gelmeyecekse mutlaka söyler ya da haber gönderir, diye düşündüler. Böylece bir hayli zaman geçtikten sonra çıkıp geldi küçük bilgin. İnançsız adam İmam-ı Azam’a sordu:
– erede kaldın? Yoksa Allah’ın varlığını ispatlayamam diye mi korktun?
İmam-ı Azam gayet rahat ve soğukkanlılıkla cevap verdi:
-Hayır, böyle bir korkum yok. Çünkü Allah’ın varlığını ispatlamak çok kolay bir konudur. Ancak benim gecikmemin bir sebebi var. Benim evim karşı kıyıda. Biliyorsunuz, Bağdat’ın ortasından kocaman bir ırmak akar. Karşıya geçtikten sonra büyük bir sel ve fırtına çıktı. Tekrar dönmek için ne bir sandal, ne bir köprü kaldı.
İnançsız adam sordu:
-Peki, şimdi nasıl geçip geldin?
İmam-ı Azam cevap verdi:
-İşte ben de onu anlatacağım. Geldim kıyıya, birde baktım ki, kocaman taşlar kıyıdan yuvarlanıp atladı ırmağın içine. Üst üste atlayan taşlardan köprü ayakları meydana geldi. Bu arada havada kendi kendine uçan uzun tahtalar bu ayakların üzerine örtüldü. Arkasından çiviler yine havada uçuşarak kurşun gibi saplanıp tahtaları ayaklara tutturdular. O sırada kıyıdaki toprak ayağımın altından kayarak bu tahtaların üstünü kapattı. Büyük ve rahat bir yol gibi, kocaman bir köprü meydana geldi. Ben de üzerinden yürüyüp geçtim ve geldim. Herkes şaşkınlıkla bu sözleri dinlerken, inançsız adam dedi ki:
-Karşıma küçük bir bilgin diye akılsız bir çocuk mu çıkardınız? Bir yığın saçma ile uğraşacak vaktim yok benim. Bu çocuk koskoca bir köprünün kendi kendine oluştuğunu anlatıyor. Hiç yapan, çalışan olmadan köprü oluşur mu?
Bunun üzerine İmam-ı Azam, adama bakmış ve şöyle konuşmuş:
-Peki, bir köprü mü daha sanatlı ve büyüktür, yoksa dünya mı?
-Elbette dünya çok daha büyük ve sanatlıdır.
-Öyle ise dünyaya göre çok daha küçük ve sanatsız olan bir köprünün kendi kendine olamayacağını söylüyorsun da, bu muhteşem dünyanın nasıl kendi kendine oluştuğunu söyleyebiliyorsun? Köprüyü bir yapan vardır, ustasız olmaz, diyorsun. Peki, bu dünyayı yaratan, yapan birisi olması gerekmez mi?
İnançsız adamın bütün keyfi kaçar bir anda. Kızarıp bozarır, yutkunur bir süre. Sonra çaresizlik ve perişaniyet içinde:
“Peki der, kabul ediyorum ki, bu dünya kendi kendine olmamıştır. Onun da yaratıcısı vardır.”
Bunu üzerine İmam Azam, “İşte o yaratıcı Allah’tır.” der.
Videolar:
*(Bizi Seven Var 45. Video “Hücredeki Kütüphane-Feyyaz Tv 4 Dk” 7.Sınıf 8.Ders)
*(Bizi Seven Var 45. Video “Tesadüf Saçmalığı-Feyyaz Tv 11 Dk” 7.Sınıf 8.Ders)
*(Bizi Seven Var 45. Video “Allah’a İman-Ateistlere Böyle Cevap Verilmedi Hikâye 132 (Ateistlere Verilen Cevap)-Kur’anım Cennetim 4 Dk” 7.Sınıf 8.Ders)
*(Bizi Seven Var 45. Video “Bir Kitap Kâtipsiz Olamaz-Feyyaz Tv 3 Dk” 7.Sınıf 8.Ders)
*(Bizi Seven Var 45. Video “Bir Harf Kâtipsiz Olamaz-Feyyaz Tv 1 Dk” 7.Sınıf 8.Ders)
