Bizi Seven Var. Allah Akılla Nasıl Bilinir

Bizi Seven Var 11. Allah Akılla Nasıl Ve Ne Kadar Bilinir? 7.Sınıf 2.Ders

ALLAH AKILLA NASIL VE NE KADAR BİLİNİR?

Allah’ın zatı ve sıfatları konusunda biz, bize öğretilenden başkasını bilemeyiz. Akıl bu sahada bir şey söyleyemez. Bu konuda aklın yapacağı şey, vahyin rehberliğini kabul etmektir.

Şöyle Ki;

Bizler bir çatı altında oturuyoruz. Kapının vurulduğunu duyduk. İçimizden bir kısmı gelen zatın kim olduğunu ve nasıl birisi olduğunu tahmin etmeye başladı. Bir diğer grup ise, böyle bir şeyi aklın ortaya koymasının mümkün olmadığını savundular. Burada akla düşen şey, kapının vurulmasıyla, arka tarafta birinin olduğunu kabul etmektir. Fakat onun kim olduğunu, nasıl birisi olduğunu aklın bilmesi mümkün değildir.

Biz bu kâinatı yaratan yüce bir yaratıcı olduğunu aklımızla bulabiliriz. Fakat onun zatı ve sıfatları konusunda Kur’an-ı Kerim’in ve hadislerin bildirdiğinden öte bir şey bilemeyiz.

AKLIN SINIRLI OLUŞUNA DAİR

Kendisinden habersiz perişan ve pejmürde bir erin, ordu komutanının işine karışması ne kadar yersiz ise, kendi beyin yapısını, ruhunu kavrayamamış insanın, Allah’ın işine karışma­sı; “Şöyle yapabilir mi, böyle yapabilir mi?” demesi, ondan daha yersiz, daha mantıksızlık değil mi?

Ağaç yaprağının birazcığını ancak aydınlatabilen bir ateşböceği, kendi ölçüleri ve çapı ile güneşin gücünü ve ışığını na­sıl anlayabilir? Ateşböceğine yakışan, güneşe teslim olmak de­ğil midir? İnsan kendi cinsinin yaptıklarını bile kavramaktan aciz; Allah’ın, aklın bittiği noktadan başlayan Yüce işlerini nasıl aklına sığıştırabilir bilmem ki?..

Bundan yüzyıl önce bugünkü teknik gelişmelerden bahse­dilseydi acaba kim inanır ve bu söylenenleri kim dinlerdi? Bırakın bu harika icatları, bugün pilli saati tamir eden usta bile, içine baka baka nasıl çalıştığını anlayamadığını söylüyor. Şu insan; bu hayatın tümden yok edileceğini, sistemlerin yıkılacağını, her şeyin yeniden yaratılacağını, bütün insanlığın hesaba çekilerek neticede, cennete veya cehenneme konacağını ve ebedî olarak hayatın devam edeceğini nasıl aklına sığıştırsın?.. Ancak, akıl Allah’ı (cc) tanırsa, işte o zaman bütün bu işlerin olacağını çok iyi anlar.

Elektriğin tarifini bile yapamıyoruz. Bu nasıl bir kanun, nasıl bir sır, bilen yok. Elektriği, ışığa dönüşmeden göremiyoruz. Bir gramlık ağırlığı yoktur. Bir anda milyon yerde bulunur ve milyon çeşit işler çevirir. Her işinin mahiyeti ve mahareti ayrı ayrıdır. Bir yerde ışık, bir yerde güç, bir yerde ilaç, bir yerde ayna, bir yerde soğutucu, bir yerde ısıtıcı, bir yerde öldürücü, bir başka yerde ise ses olur. Her işini bir anda görür. Bir işi diğer işine engel ol­maz. Bir işini diğeri ile karıştırmaz. Bu harikanın aslında sermayesi ise sıfırdır..

Elektriği bilmeyene bunları anlatınca: “Anlattığınız şeyin rengi nasıl? Kaç tondur? Gücü ne kadar? Şekli nasıl? Cismi çok mu büyük? Başları mı çok, yoksa elleri, ayakları mı?” dese nasıl cevap verebileceğiz? O kişinin aklına gelebilecek her şekil ve her tür benzetmeden elektrik çok uzak değil mi? Elekt­rik, kendisini bilmeyenin aklına gelen her şeyin hiç birisi de değildir. Elektriğe akıl ve irade verilse, adına da “Melek” dense, bunu inkar etsen, elektriği de inkar etmiş olmaz mısın? Cereyan var mı, yok mu? Göremesek te, elimize alamasak da..

Bizler, bu anlayış ve bu kabiliyetle, değil bu harika ve mu­cize yaratıkları, bütün bunları yaratan Allah’ın (cc) sonsuz gücünü nasıl anlayacak, şu akılcığımıza nasıl sığıştıracağız? Yapmamız gerekenin en doğru olanı; bu vb. harika yaratıklara bakıp; emin, sadık, temiz ve mübarek ağızdan duyulan olacaklara da inanmak değil midir? O Sadık ve Musaddak Emin ağız Efendimiz (sav)’dir.