FİLOZOFLARIN ALLAH’IN VARLIĞINA DAİR SÖZLERİ
Thomas Carlyl’ın ifadesine göre:
“Hayret etmesini bilemeyen kimse, ardında göz bulunmayan bir gözlükten farksızdır.”
Durup düşünmemiz gerekmiyor mu? Bir yerde bir eser varsa, eserin sahibi de vardır. Bir yerde sanat varsa, sanatkârı da bulunur. Bir yerde plân, program, düzen varsa onu düzenleyen biri de olacaktır.
Allah’ın varlığını kabul etmeksizin kâinat tablosunda yer alan hiçbir şeyi izah etmek mümkün değildir.
Bu gerçeği çok iyi kavramış olan Schiller bu düşüncenin insanı kaçınılmaz bir noktaya götürdüğünü belirtmiş, bunu da,
”Kâinatı düşünmek, Allah’ın varlığını kabule zorlar.” sözüyle ifade etmiştir.
Meşhur Alman düşünürü Kant (1724-1804) ise,
“Aklımız görebildiğimiz eşyanın arkasında göremediğimiz gizli bir ilâh bulunduğunu, ona inanmamız gerektiğini normal sayar. Allah’ın varlığının akılla çelişmesi düşünülemez. Aksine yokluğunu düşünme ânında çelişki başlar” der.
İngiliz düşünürü John Lock da (1632-1704) şu değerlendirmeyi yapar:
“Eğer biz akıl, zekâ ve sahip olduğumuz duygularımızla. Allah’ın varlığı konusunda biraz kafa yoracak olursak, insanın kendi kendine, hem de yoktan varolabileceğinin imkânsızlığını hemen anlarız. Allah’ı bilmek delillere dayanır. O da açık bilgilerle olur. Varlığımızı inkâr etmemiz ise mümkün değildir. Var olduğumuza göre bizi var edeni de kabul etmek zorundayız.
Fransız düşünürü Descartes de (1596-1650)
“Varlığımız, Allah’ın varlığını gösterir” derken aynı gerçeğe parmak basmıştır. Aynı zamanda o, her an seyredegeldiğimiz kâinattaki sağlam nizam ve intizam ve akıllara hayret ve dehşet veren güzel yaratılışın da, bizi bir yaratıcının varlığını kabule götürdüğünü söyler ve şöyle der:
“Bu kâinatı yaratan, herşeye gücü yeten, herşeyi bilen, iradesiyle herşeyi yapan, ezelî ve ebedî olan bir Yaratıcıya inanmak, artık apaçık bir hüküm haline gelmiştir.”
İki kere iki dört eder derecesinde kesin olan bu hüküm, düşünme duygusunu yitirmemiş her kafa tarafından inkârı imkânsız bir gerçek olarak kabul edilmektedir.
Bilen, bilmek isteyen, düşünen, inceleyen, araştıran, azıcık aklı olan herkes ise bir büyük Yaratıcının varlığını kabul etmeksizin hiçbir şeyin içinden çıkılamayacağını, açıklanamayacağını anlayacaktır.
Kur ‘ân bu hakikate âyetlerinde şöyle yer veriyor:
“Biz gerçekten bilmek isteyenlere delilleri açıklarız.” (Bakara Suresi, 118)
“Kesin olarak bilenler için yeryüzünde nice deliller vardır. Kendi nefislerinde de nice deliller vardır. Hâlâ görmez misiniz?” (Zariyat Suresi, 20-21)
“Onlara gerek yaşadıkları âlemin her tarafında, gerekse kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz.” (Fussilet Suresi, 53)
“Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, insanlar onların yanından dönüp bakmaksızın geçip giderler.” (Yusuf Suresi, 105)
“Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanlara faydalı şeylerle denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten su indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, her türlü canlıyı yeryüzüne yaymasında, rüzgârları sevk etmesinde ve gökle yer arasında Allah’ın emrine boyun eğmiş bulutlarda, aklını kullanan bir topluluk için Allah’ın varlık ve birliğine, kudret ve rahmetine işaret eden nice deliller vardır.” (Bakara Suresi, 164)
Üç yüz değil, üç yüz bin değil, milyon değil, milyar değil, milyar kere milyar kere milyar, hatta daha fazla, hem de dünyamızdan milyonlarca, hatta güneşimizden binlerce, milyonlarca defa büyük yıldızları aynı anda, hep birden, belli bir hızla, belli bir yörüngede, düşürmeden, yollarını şaşırtmadan, birbirlerine çarptırmadan süratle yol aldıran; yakıtsız, gürültüsüz hareket ettiren, söndürmeden yandıran, koca koca kürelere boyun büktüren bir Kudreti, Plânlayıcıyı görmemek, bilmemek akıl ve mantıkla bağdaşmaz. (İlimlerin Diliyle Allah-Şaban Döğen-Gençlik Yayınları)
Videolar:
*(Bizi Seven Var 25. Video “Allah’a İman Etmiş Bilim Adamları 3 Dk” 9.Sınıf 5.Ders)
*(Bizi Seven Var 25. Video “A. Einstein, Hocasına Tanrı’nın İyiliğini İspat Ediyor 2 Dk” 9.Sınıf 5.Ders)
